01 Haziran 2007
Beyinsel Aydınlık ve Annelik İçgüdüsü…
Nisan ortalarından buyana ülkemizin çeşitli yörelerinde düzenlenen mitinglerin önde gelen ortak özelliklerinden biri de, “önce kadınlar, önde kadınlar” özelliğidir.
Kapak düzenimiz ve kapaktaki başlığımız, mitinglerin bu önemli özelliğini belirtmektedir.
Bu mitinglerde Türk kadını, çağdaş beyinsel aydınlığıyla, “annelik koruma içgüdüsü”nü birleştirerek harekete geçmiştir ve…
Bir tehlike karşısında yavrusunu korumak için doğasında her zaman hazır beklettiği sınırsız özverisini, bu kez ulusunun tüm bireylerinin aydınlık geleceğini korumak için sergilemiştir.
Cumhuriyetin laiklik ilkesini hedef alan bir meydan okumanın karşısına “önce ve önde” Türk kadını, beyinsel aydınlığı yanı sıra, işte bu “annelik içgüdüsü” özelliğiyle de çıkmıştır.
Laiklik ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin yapısında hem bir temel taşıdır, hem bir çatıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı, sağlam yapısını bu temel taşının sarsılmaz güvenilirliği üzerinde ve bu çatısının ödünsüz koruması altında sürdürmektedir.
Bu iç içe yapısal özellikleri nedeniyle laiklik ilkesi ve Türkiye Cumhuriyeti, birbirlerinden ayrılmaz ve hatta birbirlerinden ayrı düşünülemez bir bütün oluşturmuşlardır.
Laiklik ilkesine karşı yapılan ciddi bir meydan okumayı “önce ve önde” kadınlarımız olmak üzere aydın Türk halkı, işte bu nedenle, özünde Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı yapılmış bir meydan okuma olarak kabul etmiştir ve…
İşte o nedenle, o an görevinin başına geçmiştir.
Onun bu görevi, “Türk bağımsızlığını ve Türk cumhuriyetini sonsuza değin korumak ve savunmaktır.”
Aydın Türk halkı, bu görevini Kurtuluş Savaşı’mızda Mustafa Kemal’in uyguladığı yöntemle yerine getirmiştir.
El ele verip, bireysel güçlerini bütünleştirerek önce toplumsal, sonra ulusal gücünü oluşturmuştur ve… Tümümüz tanığıyız işte…
Özellikle ilerideki kuşaklarımıza yapılan bu büyük meydan okumayı, işte bu gücüyle durdurabilmiştir.
Aydın Türk kadını, aynı beyinsel yapısı ve içgüdüsel özelliğini, ülkemizin düşmanlar tarafından işgal edilmesi karşısında da göstermiş ve…
O günlerde ise vatanının bütünlüğünü koruması göreve ve sorumluluğuna, yine yavrusunu koruyan bir anne cesareti ve kararlılığıyla sahip çıkmıştı.
Halide Edip’ler ve Fatma Aliye’lerle, Türkan Saylan’lar ve Necla Arat’ların ortak yanları, ulusal onurlarına sahip çıkmak ve ulusal sorumluluklarını yerine getirmek bilinçleri yanı sıra, annelik özelliklerinden kaynaklanan “o benimdir, o benim” içtenliğindeki, sahiplenmek duygularıdır da…
Etiketler:annelik içgüdüsü, Fatma Aliye, Halide Edip, Kurtuluş Savaşı, Mustafa Kemal, Necla Arat, Türk kadını, Türkan Saylan