01 Nisan 2010
Bir “Güzel İnsan Simgesi” Doğramacı…
Dış görünümü ve iç donanımı nedeniyle Konyalılar arasında bir anda “Uzay İstasyonu” adıyla anılmaya başlayan Başkent Üniversitesi Konya Hastanesi, yalnızca çağdaş bir tıp merkezi olarak değil, çağdaş bir mimarlık ve mühendislik eseri olarak da Konyalılar tarafından takdirle karşılanmıştı.
Güçlükle ve baston yardımıyla yürüyebiliyor olmasına karşın Prof. Dr. İhsan Doğramacı, o gün Konya’ya gelmiş ve hastanenin açılış törenine katılmıştı.
Prof. Doğramacı’nın o gün Konya’da, o törende bulunmasının nedeni, yeni bir hastanenin açılışını izlemek değil, “evladı” olarak bağrına bastığı, öğrencisi olarak başının üstünde taşıdığı Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın, bu ülkeye yaptığı bir hizmete daha tanık olmaktı.
“Tarifsiz mutluluklar içinde” töreni izleyen Prof. Doğramacı’ya bir ara hastane binasını göstererek sordum:
“Şu an sizi Sayın Haberal’ın bu eserinin varlığı mı, yoksa sizin eseriniz Haberal’ın varlığı mı daha çok mutlu ediyor, Hocam?” dedim.
Bu soruyu yalnızca kahkaha atarak yanıtlayan Prof. Doğramacı’ya bu kez, “Yaşamında en büyük eserinin ne olduğunu” sordum.
Prof. Doğramacı, bu sorumu duraksamadan yanıtladı:
“En büyük eserim elbette Mehmet Haberal’dır” dedi.
Onun bu sözü üzerine “Söz uçar, yazı kalır” atasözünü anımsattım ve “Bu yargısını yazıyla belirtmesini” istedim.
Prof. Dr. İhsan Doğramacı, kendisine uzattığım not defterimi açtı ve bir süre duraksadı:
“İnsanlar için eser sözü kullanılmaz, değil mi?” diye sorduktan sonra da, bu sorusuna yanıt beklemeden not defterime bu görüşünü şöyle yazdı:
“En büyük hizmetiniz nedir?
sorusuna cevabım:
Mehmet Haberal’ın yetişmesine ve önünün açılmasına olan katkımdır” diyebilirim.
İhsan Doğramacı
Konya, 06.06.2003
* * *
Sayın Doğramacı aynı gün törende, Konya Selçuk Üniversitesi’nde görev yapan bir “eski Hacettepeli” profesörle konuşurken ondan güzel bir haber daha duydu:
“Bir de çocuk kreşi açtık, Sayın Hocam…”
Prof. Doğramacı bu haberi duyunca cebinden çek defterini çıkardı, bir rakam yazıp, imzaladı, ve “eski Hacettepeli” profesöre verdi.
“Bu parayla kreşin ufak tefek eksikliklerini giderirsiniz” dedi.
“Eski Hacettepeli”nin gözleri iri iri açıldı: “Yüz bin dolar yazmışsınız Sayın Hocam” dedi. “Bu çok büyük para… Bize çok fazla…”
Hocaların hocası, eski öğrencisinin daha fazla konuşmasına izin vermedi.
“Önce ufak tefek eksikliklerinizi giderirsiniz, daha sonra da ihtiyaç duydukça kalanından kullanırsınız” dedi ve konuyu orada kapattı, Ankara’da yeniden açtı.
“Çocuklar müzikle de yetiştirilmelidir” dedi ve Selçuk Üniversitesi kreşine önce bir piyano armağan etti, bir hafta sonra da bir piyano öğretmeni atadı.
* * *
Prof. Dr. İhsan Doğramacı şimdi yalnızca bir “anı” değil, bir “güzel insan simgesi”dir de, kendisini tanıyabilenlerin yüreklerinde…
Etiketler:Başkent Üniversitesi Konya Hastanesi, Konya, Konya Selçuk Üniversitesi, Prof. Dr. İhsan Doğramacı, Prof. Dr. Mehmet Haberal, Uzay İstasyonu