01 Ağustos 2011

Önce Onur, Cesaret ve Nezaket…

Pellegrini’yi tanımazsınız. Bu çok doğaldır. Wesley Alexander’ı da tanımazsınız. Bu da çok doğaldır. Andrew Warshaw, Naoki Aikawa, Nadey Hakim adlarını da belki duymuş olabilirsiniz ama, şimdi anımsamıyorsunuzdur. Bu da çok doğaldır. Pekiiii… Faisal Shaheen, Roy Calne, Gerhard Opelz, Mustafa Al-Mousawi’yi tanıyor musunuz?.. Ya da, Marwan A. Masri, David H. Sachs, Timothy J. Eberlein, Francis L. Delmonico, Pekka Hayry, Rajeev B. Ahuja’yı? Biliyorum, onları da tanımıyorsunuz. Bu da çok doğaldır. Şimdi size “çok doğal” birşey daha söyleyeceğim: “Tüm bu kişiler sizin için varlar ve sizin için çalışıyorlar. Onların yaşamlarının nedeni de, anlamı da, sizsiniz. Çünkü onlar, tüm yaşamlarını insanlara hizmet etmeye adamışlardır.” Ne iş yaptıklarını da söyleyeyim: Onlar birer tıp doktorudur.

***

Biraz önce birkaçının adlarını sıraladığım bu doktorların kim olduklarını, dünyanın neresinde ve hangi görevde bulunduklarını anlatmadan önce, onların ortak özelliklerini de söyleyeyim: Öncelikle, akademik ünvanları aynıdır. Tümünün adının başında, “Prof. Dr.” ünvanı vardır.

Bir başka ortak özellikleri, dünyanın ayrı ülkelerinde olmalarına karşın, tümünün adreslerindeki çalışma yerinin aynı olmasıdır. Herbirinin tanıtım kartlarında da, kendilerine gönderilen mektuplarda da kesinlikle ya “Üniversite” sözcüğü ya da bilimsel bir derneğin adı vardır... Çünkü onların tümü, dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde, o ülkelerin ya önde gelen üniversitelerinde ya da bilimsel derneklerinde görev yapmaktadırlar.

Bilgileri yanısıra, mesleksel yetenek ve deneyimleri kadar herbirinin, “çok doğal” bir başka ortak özelliği daha vardır. Onların, saygıyla anılan bu ortak özelliği, kişisel yapıları gereği onurlu olmalarıdır, kibar olmalarıdır, cesur olmalarıdır ve ayrıca, mesleklerine, meslektaşlarına, içinde yaşadıkları çevreye, ortama, gelecek kuşaklara karşı sorumluluk taşımak terbiyesinde, ahlakında ve bilincinde olmalarıdır.

İşte onlar, kimileri haritadaki konumları nedeniyle, kimileri siyasal dünya görüşleri, kimileri tarihsel gelişimleri nedeniyle birbirlerinden uzak olmalarına karşın, yeri ve zamanı geldiğinde, bu “çok doğal” terbiye ve ahlak koşullarının sınırları içinde ortak bir noktada biraraya gelirler ve... Onurları, cesaretleri ve nezaketleri ile ayağa kalkarlar, seslerini yükseltirler.

Onlar bu uygarlık terbiyelerinin gereğini ikibuçuk yıl önce de şimdi de meslektaşları ve arkadaşları Prof. Dr. Mehmet Haberal için yerine getirmişlerdir. İkibuçuk yıl önce tutuklandığını duyar duymaz çevresinde bütünleşerek oluşturdukları dev güçleriyle kendisine güç “naklettikleri” Prof. Dr. Mehmet Haberal’ı, şimdi milletvekili seçilmesi nedeniyle, her biri uygar bilim adamı saygısal yapılarıyla bu kez de sevgi, saygı ve sevinç coşkularıyla tebrik yağmuruna tutmuşlardır.

İzin verirseniz, bu kişilerden birkaçını olsun tek tek tanıtmak isteriz. Böylece, bir taşla iki kuş vuracağız, hem “bilim adamı” olmak için yalnızca “bilim”in yeterli olamayacağını, hem de birer “ünlü bilim adamı” ve makam sahibi olmalarının, kişisel nezaketlerini, cesaretlerini ve sorumluluklarını uygulamalarına asla bir engel oluşturmayacağını kanıtlarıyla göstereceğiz, hatta uygulamalı olarak öğreteceğiz…

Pellegrini’nin tam adı, Carlos A. Pellegrini’dir. Akademik ünvanı, “Prof. Dr”, görevi ise, Washington Üniversitesi, Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı’dır. Prof. Dr. J. Wesley Alexander, Cincinnati Üniversitesi Tıp Fakültesi, Organ Nakli Bölümü Cerrahi Direktörü’dür. Çeşitli dönemlerde, Amerikan Yanık Birliği’nin, Amerikan Organ Nakli Cerrahları Birliği’nin ve Cerrahi Enfeksiyon Uzmanları Birliği’nin başkanlıkları görevlerinde de bulunmuştur. Prof. Dr. Andrew Warshaw, Boston’da, Harvard Tıp Fakültesi, Massachusetts General Hospital adlı hastanede, fahri baş cerrahtır. Bu hastanenin aynı zamanda, Uluslararası ve Bölgesel İlişkiler Baş Danışmanı’dır. Prof. Dr. Naoki Aikawa, Japonya’nın Keio Üniversitesi öğretim üyesidir. Onun, Prof. Dr. Mehmet Haberal’a gönderdiği tebrik mesajından bir bölümü burada da paylaşmak isterim sizle: “Harika! Harika! Harika! Prof. Dr. Haberal’ın kazandığı milletvekilliği için kendisini de, Cumhuriyet Halk Partisi’ni de kutluyorum. Japonya’daki haberlerde seçimlerde CHP’nin, AKP’yi geçemediğinden bahsedildi ve bu nedenle çok endişeliydim. İnanıyorum ki Prof. Haberal için ‘Adalet’, çok yakında yerini bulacaktır. Bu güzel haber beni o kadar heyecanlandırdı ki, bu gece gözüme uyku girmeyeceğinden eminim. Prof. Haberal’ a tebriklerimi ve en iyi dileklerimi lütfen iletin.” Prof. Dr. Jeremy Chapman, Dünya Organ Nakli Derneği Eski Dönem Başkanı’dır. Westmead Hastanesi, Nefroloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve Akut Girişimsel Tıp ve Böbrek Hastalıkları Bölümü Sorumlusu’dur. İzleyen sayfalarımızda da okuyacaksınız ama, bir tümcesini olsun burada yineleyeyim: “Umuyorum ki siyasetteki yeni kariyerin, cerrah ve hoca olarak yürüttüğün kariyerin kadar başarılı olur.” Prof. Dr. Chapman’ın bir tümcesini de izninizi almadan yineleyeceğim: “Hemen tahliye edilmeme ihtimalinin olması beni çok tedirgin ediyor.”

***

“Sevgili Mehmet, Ne muhteşem bir haber! Sonunda doğruluğunu kanıtladın” diyen Prof. Dr. Nadey Hakim ise, Londra’da, Hammer-Smith Hastanesi, Organ Nakli Ünitesi Sorumlusu’dur. Prof. Dr. Gerhard Opelz, Dünya Organ Nakli Derneği Seçilmiş Başkanı’dır ve Heidelberg Üniversitesi, İmmunoloji Enstitüsü, Organ Nakli ve İmmunoloji Ana Bilim Dalı Başkanı’ dır. Tebrik mesajında şöyle diyor: “Organ Nakli camiasındaki bütün dostların, bu sonucu umutla bekliyordu... Umarım en yakın zamanda Meclis’te işlerinin başına geçebileceksin.” Prof. Dr. David H. Sachs, Harvard Tıp Fakültesi’nin, Massachusetts General Hospital adlı hastanesinin, Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı, Organ Nakli Biyolojisi Araştırma Merkezi Sorumlusu’dur. Onun tebrik mesajından da şu tümceyi paylaşayım: “Bu haber beni çok mutlu etti. Umarım bu yaşadığınız büyük sıkıntıların sonu demektir.”

Milletvekili seçilmesi nedeniyle Prof. Dr. Mehmet Haberal’a, dünyanın dört köşesindeki meslektaşlarından yağan tebrik yağmurlarından birkaç damlasını bu sayfada ve ilerideki sayfalarımızda yayımlıyoruz. Kapağımızı ise, bir meslektaşa, bir bilim adamına sevgi, saygı ve sevinçlerini birleştirerek, serinletici, ferahlık verici, nefes aldırıcı bir tebrik yağmuruna dönüştüren dünyanın ünlü tıp bilim adamlarından bir bölümünün fotograflarıyla süsledik, Nedenini de, açık açık yazalım. Hani, yukarıda uygar bilim adamı yapısını tanıtırken, bir ortak özelliklerinden söz etmiştik ya…

“Bilimsel bilgileri yanısıra, mesleksel yetenek ve deneyimleri kadar herbirinin saygıyla anılan ‘çok doğal’ bir ortak özelliği ise, kişisel yapıları gereği onurlu olmalarıdır, kibar olmalarıdır, cesur olmalarıdır” demiştik... Sonra da şöyle devam etmiştik: “Ayrıca, mesleklerine, meslektaşlarına, içinde yaşadıkları çevreye, ortama ve gelecek kuşaklara karşı taşıdıkları sorumluluk terbiyesinde, ahlakında, bilincinde olmalarıdır.”

İşte öncelikle, bu erdemlerin nasıl birşey olduğunu canlı örneklerle göstererek anlatalım istedik... Sonralıkla da, bu erdemlerin onurlu bir biçimde nasıl da kolaylıkla uygulanabildiğini canlı örneklerle göstererek, nasıl da kolaylıkla uygulanabileceğini öğretelim dedik, korkak olmak istemeyen, cesur olmak isteyen, onurlu olmak isteyen, uygar olmak isteyen, özetle “adam gibi adam” olmak isteyen adamlara...

YASAL UYARI: Bu sitede yer alan tüm içerik, METE AKYOL'a aittir. METE AKYOL'un yazılı izni olmadan, bu içeriğin kopyalanması, imzalı veya imzasız kullanılması, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

Menu Title