01 Ekim 2013

Türkiye Cumhuriyeti’nin 90’ıncı Yıldönümünde… Mes’uduz, Bahtiyarız

 

Cumhuriyet’imizin 90’ıncı yıldönümü, onun anlamını ve değerini kavrayan Türk Ulusu’nun tüm bireylerine kutlu olsun.

Bu mutlu günün, mutlu yıldönümünde, bir mutlu olayın daha sevinç ve gururuna sahip olduk.

Türk Ulusu’nu Batı’nın düşünce yörüngesinde ve çağdaş uygarlık düzeyinin üstünde görmek umut ve dileğini yaşamı süresince dile getiren Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden ayrılmayan bir Türk genci, “Doğu ile Batı arasındaki köprüleri sanatsal olarak büyük bir başarıyla kurması” nedeniyle, Batı müziğinin en büyük ödülüyle ödüllendirildi.

Kendini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşundaki Atatürk ilkeleri ve hedefleri doğrultusunda yetiştiren uluslararası üne sahip sanatçımız Fazıl Say’a, “İstanbul Senfonisi adlı yapıtında, Doğu ve Batı arasındaki köprüleri sanatsal olarak büyük bir başarıyla kurduğu” gerekçesiyle, Batı müziğinin en büyük zafer simgesi “ECHO” ödülü verildi.

Derinliğindeki anlamıyla değerlendirildiğinde bu ödül, Fazıl Say aracılığıyla özünde Mustafa Kemal Atatürk’e verilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin “kadir bilir” bireyleri, Mustafa Kemal Atatürk’ün bu büyük zaferiyle de “mes’ut ve bahtiyardır”…

* * *

Klasik müzik dalında bir ödül kazanmayı hak etmenin anlamı, Mustafa Kemal Atatürk’ün kendi ufuk çizgisinin sınırsızlığı içinde bile çok özel bir anlam taşıyan eşsiz bir zafer değerindedir.

O, bütün ömrünü hizmetine vakfettiği Yüce Türk Milleti’ni çağın uygarlık düzeyinin de üstünde görmeyi önce düşlemiş, sonra hedeflemiş, dahili ve harici bedhahların tüm engellemelerine karşın, bizim ilke olarak benimsediğimiz bu düşünü gerçekleştirmiş, hedefine ulaştırmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün, müzik kültürümüzde “Türk beşleri” olarak anılan Ahmet Adnan Saygun’la, Ulvi Cemal Erkin’le, Cemal Reşit Rey, Hasan Ferit Alnar ve Necil Kazım Akses’le yapımına başladığı “Doğu ile Batı arasındaki sanatsal köprü”den geçen sanatçılarımız, Batı’nın çok sesli müziğinin ilk meyvelerini Türkiye’de birkaç yıl içinde “Sultan Cem” operası, “Özsoy” operası, “Köyde Bir Facia” ve “Zeybek” operası gibi yapıtlarla vermeye başlamışlar, çeşitli senfoniler, operetler ve konçertolarla, “Çeşme Başı”, “Köroğlu” operası, “Atatürk Oratoryosu” gibi dev yapıtlarla sürdürmüşlerdir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Doğu ve Batı kültürleri arasında kurduğu köprü, onun ölümünden sonra da özenle değerlendirilmiş, haklarında çıkarılan özel yasayla bu köprü üzerinden yurtdışına gönderilen İdil Biret, Suna Kan gibi harika çocuklarımız, yurda birer uluslararası sanatçı olarak dönmüşlerdir.

Türk kültür yaşamı giderek, Semiha Berksoy, Leyla Gencer, Ferhunde Erkin, Ferit Tüzün, Nevit Kodallı, Muammer Sun, Gürel Aykal düzeyinde sanatçılara sahip olmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye coğrafyasında oluşturduğu bu iklim, yeni yeni sanatçıların doğmalarını sağlamış, ülkede zaman zaman esen aykırı rüzgarlara karşın, onlar da yetişip, gelişmelerini sürdürerek, kültür yaşamımızdaki yerlerini almışlardır.

Fazıl Say, bu çağdaş iklimde doğan, fakat sanatının en verimli yıllarını, doğduğu coğrafyanın fırtınalı bir döneminde, bir Atatürk gencine yaraşır dimdik duruşuyla geçiren sıra üstü bir sanatçımızdır. İstanbul Erkek Lisesi Matematik öğretmenlerinden dedesi merhum Fazıl Say, Lozan’a giderken Darülfünun’u ziyaret eden İsmet Paşa’ya “Barış Anlaşması”nı imzalaması dileğiyle dolmakalem armağan eden matematik bölümü öğrencilerinden biriydi.

O günlerin Darülfünun öğrencisi Fazıl Say’ın torunu, bugün uluslararası en büyük klasik müzik ödülü ECHO’yu kazanan ünlü sanatçımız Fazıl Say’dır. Fazıl Say’ın kazandığı ödülün büyüklüğü denli, ödül jürisinin kararının gerekçesi de, özellikle Atatürk Türkiyesi için, en az ödülün kendi denli üstün değerdedir:

“İstanbul Senfonisi adlı yapıt, Doğu ile Batı arasındaki köprüleri sanatsal olarak büyük bir başarıyla kurmaktadır.”

* * *

Yabancı gazetelerin müzik otoritelerinin kendisini, “Fazıl Say yalnızca çok üstün bir piyanist değil, gerçekte bir müzik dahisidir” tanımıyla övdükleri Fazıl Say, bu ödülünü 6 Ekim’de Almanya’da büyük bir törenle alacak ve onu…

“Atatürkiye’ye getirecektir.”

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunun 90’ıncı yıldönümünde Fazıl Say aracılığıyla aldığımız bu armağanımız nedeniyle, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, “kadir bilir” yurttaşlar kimliğimizle biz, hepimiz, Atatürkçe söyleyelim, “mes’uduz, bahtiyarız”…

Etiketler:, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

YASAL UYARI: Bu sitede yer alan tüm içerik, METE AKYOL'a aittir. METE AKYOL'un yazılı izni olmadan, bu içeriğin kopyalanması, imzalı veya imzasız kullanılması, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

Menu Title