28 Haziran 1992
Paris’ten haber var
Paris’in
doğu bölümünde,
Seine nehri kıyısında, tren garı, metro istasyonu ve çevre yolu yakınında,
Palais Omnisports de Paris Bercy, 53 bin metrekarelik bir alanda yükselmesi özelliğiyle Avrupa kıtasının en büyük, mimarı yapısının sağladığı kullanım rahatlığı ve görünüm şıklığıyla ise Avrupa kafasının en çağdaş, Avrupa zevkinin en uyumlu Spor, Sergi ve Kültür Sarayı'dır.
Birbirleriyle yarış ederlercesine bir inat ve gereklilikle yapının bütünlüğündeki katkılarını paylaşan mimari zerafet ve çağdaş teknoloji, aynı zamanda, şıklıkta aranılan kullanım rahatlığı ile kullanım rahatlığında aranılan şıklığı da bir bütünün çatısı altında birlikte biraraya getirmişlerdir.
Bu özelliği
Palais Omnisports’a, yirmidört değişik dalda spor yapılabilen bir yapı olması üstünlüğü değil sadece, bir iki saat içinde onyedi bin kişilik konser salonuna ya da sahnesinde devsel kadrolu eserlerin oynanabildiği opera ve tiyatro salonlarına dönüşebilme üstünlüğü de sağlamaktadır.
Salondaki koltuk sayısını en az 3500, en fazla 17 bin arasında ayarlayabilen
"salon sahne düzeni” teknolojisi sayesinde yapının büyük alanında kimi zaman otomobil ve moto-kros yarışları düzenlenmekte, kimi zaman
Aida,Turandot ve
Carmen gibi devsel kadrolu operalar sahnelenmekte, kimi zaman da bu alan havuza dönüştürülerek, suları dalgalandırılan bu havuzda
“surf” yarışmaları yapılabilmektedir.
Halkın kullanımına açık 780 otomobillik, önemli kişilerin kullanımına özel 100 otomobillik iki kapalı otoparkıyla, duvarlarının 45 derece eğik ve çimle kaplı oluşuyla, 30 metre yüksekliğindeki çatısının çelik yatay krişlerle örtülmesiyle, bu çatının 80metre aralıklı, sadece dört kolon üzerine oturtulmuş olmasıyla
Palais Omnisports çağdaş mimarının bir abidesi özelliği de taşımaktadır.
Fransa eski
Başbakanı ve
Paris Belediye Başkanı Jacques Chirac, 1983 yılının aralık
ayında bitirilen bu özel yapının
yaratıcılarını kutladığı mektubunda, şöyle demektedir:
"Palais Omnisports de Paris Bercy'nin yapılmasına karar verirken Paris Belediyesi'nin amacı, Paris'e sadece bir spor ve kültür sarayı kazandırmak değildi.
Kentimize ayrıca, güçlü bir mimari özellik taşıyan ve zengin teknolojik yeniliklerle bezenmiş bir şehircilik abidesinin çekiciliğini de kazandırmak düşüncesindeydik.
Biri mimari, öteki teknolojik alandaki bu iki yönlü iddiamız, artık başarıya ulaşmıştır.
Gerek yurt dışında, gerek basın dünyasında ve bence en önemlisi, kamuoyunda oluşturduğu beğeni ve takdir, Palais Omnisports de Paris Bercy'nin, Paris’i ne denli gururlandıran bir başarı olduğunun kanıtıdır.
Bu eserin yaratıcıları, şıklık ile gücü, çağdaşlık ile geleneği, teknik ile estetiği birleştirebilme başarısını göstermişler, bizim için dün hayal olanı, bugüun gerçek yapmışlardır."
Paris Spor ve
Kültür Sarayı, içerdiği teknolojiyle biçimlendirildiği çizgiyle oluşturulduğu varlığıyla sahibi olduğu yüzlerce özelliğinin yanısıra, bir başka özelliğe daha sahiptir ki...
Göğsünüzü şişirmeye hazırsanız ancak o zaman söyleyebilirim:
Chirac’ın deyimiyle
“Paris’in gururu” bu yapının üç mimarından biri
Türk'tür.
Adı da
Aydın Güvan'dır.
İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu,
İnşaat Mühendisi Aydın Güvan, tam otuz yıl önce gittiği
Fransa'da
şimdi sadece dev yapılara küçücük kentler boyutundaki sitelere ve
“Paris’in gururu” yapılara imza atmakla yetinmiyor...
Jacques Chirac’ın,
kendisini kutlayan özel mektubunun gönderildiği adreste oturuyor ve...
O mektubun
“alındı” makbuzuna da atıyor imzasını...
İşte böyle iken böyle hali,
Aydın Güvan'ın
Fransalarda...
Bir haber vermiş olalım dedik, gurbetteki bir memleketlimizden, memleketteki memleketlilerimize...
Etiketler:Aydın Güvan kimdir? Paris’in gururu yapılar, Çağdaş, estetik yapı, konser salonu, Kültür Sarayı, Palais Omnisports de Paris Bercy, Paris, Türk mimarın başarısı