24 Mayıs 1992

Teşekkürler, Ekşioğlu…

Beyaz ve siyah, birbirinin zıddı iki renktir Bu iki zıt renk yan yana geldiklerinde bir uyum oluştururlar. İki zıttan olu­şan bu uyumun bir başka adı da, haberdir. Şimdi size, biri beyaz, öte­ki siyah zıtlığındaki iki veri­nin oluşturduğu bir haber ve­reyim: Türkiye’de, ücretli bir ça­lışan olup da, yıllık ücreti üzerinden bir milyar üç yüz altmışbeş milyon lira vergi ödeyerek, alanında görkemli bir rekorun sahibi olan Koç Holding Sanayi Gurubu Baş­kanı Uğur Ekşioğlu, bir komiser muavinin, simit satarak büyüyen çocuğudur. Uğur Ekşioğlu, o nedenle koleje gönderilemedi, o ne­denle kendisine okulda ya­bancı dil öğretilemedi ve ya­bancı dilde öğretim yapılan bir üniversiteye, o nedenle gi­demedi. Çünkü... İlkokul günlerin­de sokakta simit satması ge­rekiyordu... Ortaokul günle­rinde manavda domates, biber, patlıcan satması gerekiyordu... Li­se günlerinde ise Gülhane Parkı’nda Belediye Kontrolörlüğü yapması gereki­yordu... “Üniversite seçimimde ise tercihim, en kısa süreli olanındaydı... Çünkü bir an önce hayata atıl­maya karar ver­miştim." Bu kararını verdiği yaşından yıllar önce, baba­sının henüz komiser muavinliğine yükselmediği ve bir karakolun rüt­besiz bir polisi olarak görev yap­tığı yıllarda Uğur Ekşioğlu’nun bir gözlemi, ya­şamına ayrı bir anlam katmış. “Babamın o yıllarda maaşı galiba iki yüz liraydı” dedi “Birgün maaşı­nı almış, dairede saymış, on lira eksik çıkmış. Eve getirdi maaşını, birkaç kez de evde saydı, saydı ve içinden on liranın eksik olduğundan kuş­kusu kalmadı." Babasının o günkü yüzü­nü Uğur Ekşioğlu, gözlerinin dibine kaydetmemiş, beyni­nin kıvrımlarına kazımış. “Maaşından on lira eksik çıkınca yüzünde beliren o üzgün ifadeden anladım ki... Babam, eline geçen maaşıyla üç çocuklu, beş nüfuslu ailesini geçindirebilmek için bir hayli zorlanıyor...” İşte o gün karar vermiş il­kokulda “Hayat” şekeri sat­maya... "Hergün kazandığım pa­rayı götürüp, anneme veri­yordum...” Yine aynı nedenle başla­mış daha sonra simit satma­ya... “Günde yüz simit satıyor­dum ve birer kuruştan yüz kuruş kazanıyordum... Hergün simitten kazandığım pa­rayı da götürüp, anneme ve­riyordum...” Daha sonraki yıllarda daha değişik mallar satmış, günde yüz kuruştan da çok paralar kazanabilmiş. 'Hatırlar mısınız, 50'li yılların sonlarında bir hula- hup modası yayılmıştı Tür­kiye'ye?" dedi “İşte hula-hup adı verilen o çemberleri ben tanıttım, tüm ülkeye ben pa­zarladım...” Üniversiteye başlamadan önceki yaz aylarında, Beledi­ye Tanzim Satış dükkanında onbeş lira gündelikle sebze meyve tezgahtarlığı yaptığı günlerinin heyecanını Uğur Ekşioğlu, bugün bile yaşadı­ğını söyledi: “O yıllarda babam komiser muavini olmuştu ve bir ömür verdiği bu işinde maa­şı dört yüz lira olmuştu... Ben ise, Belediye Tanzim Satış' ın manav dükkanında ça­lışıp, babamdan daha çok para getirmiştim eve o yaz ayları...” Öğrencilerin, istedikleri fakülteye ellerini kollarını sallayarak kaydolabildikleri yıllarda Uğur Ekşioğlu, okumak istediği fakülteye değil de... Öğrenim süresi en kısa olan fakülteye yaptırmış kay­dını. “Aslında, Tıp Fakülte­sinde okumak ve doktor ol­mak istedim ama...” dedi “Sultanahmet’teki İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ne girdim, orada yaptım yüksek öğrenimimi.” Üç yıllık öğretimiyle en kı­sa süreli yüksek öğrenim ku­rumu oraymış, çünkü. “Tüm amacım, hayata bir an önce atılmak, babamın omuzlarındaki yükü bir an önce kendi omuzlarıma al­maktı.” İktisadi Ticari İlimler Akademisi’ndeki başarılı öğ­rencilik dönemi sonunda Uğur Ekşioğlu sadece profe­sörleri tarafından değil, ünlü sanayici ve işadamı Vehbi Koç tarafından da kutlanmış. Ve o yıllarda henüz “hol­dingleşmemiş” Koç Ticaret'te çalışmaya davet edil­miş. “Hayatım boyunca yaban­cı dil öğrenme olanağı bula­madım" demiş Vehbi Koç’a “Benimle gerçekten çalış­mak istiyorsanız, beni yurtdışına gönderin, yabancı dil öğrenmemi sağlayın önce...” Çeşitli ülkelerin işadamlarıyla yıllardır yaptığı iş görüş­melerindeki İngilizce’sini Uğur Ekşioğlu, Vehbi Koç'un bugünü, yıllar öncesinden gö­rebilen gözlerinin keskinliği­ne borçludur. Uğur Ekşioğlu, yaptığı ça­lışma karşılığında her ay ken­disine belirli bir ücret ödenen tüm kişiler arasında şimdi, önemli bir rekorun sahibi ol­muştur. Hizmetleri karşılığında al­dığı ücretlerinin bir yıllık top­lamı üzerinden bir milyar üç yüz altmışbeş milyon lira ver­gi ödemiştir. Onu kutlamakla kalmaya­lım... Geliniz, hep birlikte te­şekkür de edelim ona... Vergisini dürüst bir biçim­de ödeyerek tümümüze ör­nek oluşturduğu için değil sa­dece... Dürüst olduğu denli, mütevazi de olan bir yaşamı ulaş­tırdığı zaferiyle, milyonlarca bize güç verdiği için de, inanç verdiği için de teşekkür ede­lim ona...

Etiketler:, , , , , , , ,

YASAL UYARI: Bu sitede yer alan tüm içerik, METE AKYOL'a aittir. METE AKYOL'un yazılı izni olmadan, bu içeriğin kopyalanması, imzalı veya imzasız kullanılması, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

Menu Title