18 Nisan 1993

“En”leri ve “Daha”ları yasaklı bir Türkiye…

    Gücü hepimize yete­cek biri çıksa da, günlük konuşma­larımızdaki “en” ve “daha” sözcük­lerini yasaklasa, öylesine sevineceğim, öyle­sine mutlu olacağım ki... Göreceksiniz, siz de se­vineceksiniz, siz de mutlu olacaksız, “en”siz ve “daha”sız bir Türkiye’de... Şimdi gözlerinizi bir an için kapayın ve “en”i olma­yan, “daha” olmayan bir Türkiye’de yaşıyor varsayın kendinizi. Gözleriniz aydın... Önce­likle, her futbol sezonu ba­şında futboldan çok, lafboldan nasibini almış bir kasa­ba takımı antrenörünün desteksiz nutuklarına hedef olmaktan kurtulduk. Adamcağızın kime moral, kime gözdağı verdiğini kendinin de bilmediği ve bir “kükre­yen fare” tavrıyla caka ata ata söylediği “En büyük biziz... En büyük Rüzgalıbayırspor... Bizden büyük yok...” naralarından, bakınız, bir yasakla, bir anda kurtuluverdik. “En”leri ve “daha”ları yasaklanmış bir Türkiye’de, göreceksi­niz, tümümüz trafik ya­kınmalarımızdan da kurtulacağız. Siz arabanızda kuzu kuzu giderken, hiçbir ruh hastası, sırf sizden “daha” hızlı araba sürebildiğini kendine kanıt­lamak için sizin araba­nızı gereksiz yere solla­mayacak ve karşıdan gelen kamyonun altına girmekten son anda kurtulabilecek denli us­ta bir sürücü olduğunu ayrıca size de göster­mek zorunda kalmaya­caktır. Çünkü “en”siz ve “daha”sız bir Türki­ye’de, sürücünün “en” ustası da, “daha" hızlısı da, kimsenin gözünde özel bir ayrıcalığa sahip olama­maktadır. Türkiye’de öteki yasak­ların uygulandığı günlerde olduğunun aksine, “en”lerin ve “daha”ların yasak­landığı günlerde, göreceksi­niz, tek kişi bile somurtuk olmayacak, tek kişi bile yü­zü bir karışcık olsun asık dolaşmayacaktır. Çünkü “en”siz ve “daha”sız bir Türkiye’de tek kişi bile, karşılıklı konuştu­ğu kişiden “daha” önemli olduğunu belirtmek için, onun karşısında yüzünü as­mak gereği duymayacak... Bir topluluk içine girdi­ğinde ise, o topluluktaki “en” önemli kişi olduğunu önce kendine, sonra çevre­sindekilere kanıtlayabilmek uğruna, tüm bir geceyi so­murtuk bir yüzle geçirmek çaresizliğiyle başbaşa kal­mayacaktır. “En” uygar olduğuna inandığınız bir kentin, “en” uygar olduğunu kabullendi­ğiniz bir semtinde, “en” uy­gar olduğunu sandığınız ki­şilerin bir çiftine bakıp ba­kıp da size, “Şu karşı kaldı­rımdaki erkek, yanındaki hanımdan neden üç adım önde yürüyor?” diye saf saf soru sorduracak denli kafa bulandırıcı görüntülerden de kurtulacaksınız, “en”siz ve “daha”sız bir Türki­ye’ de. Çünküüüü... Yasakların tüm cinslerinin olduğu gibi, böylesinin de harfi harfine uygulandığı bir Türkiye’de, inanmak biraz zor ama, “en” uygar kocadan, uygar­lıktan nasibini “en” az ala­bilmiş kocaya kadar tüm kocalar, “hal ve gidiş”leriy­le bile eşlerinden “daha” önemli, “daha” değerli ol­dukları yolundaki kişilikle­rine özel inançlarını başka kişilere de kabul ettirmek gibi bir yükümlülük altına girmeye tenezzül etmeye­ceklerdir. Öyle şen, öyle mutlu ola­bileceğiz, ayaklarımızı öyle rahat uzatabileceğiz, kafamı­zı öyle sakin sakin dinleye­bileceğiz ki, "en”leri ve “daha”ları yasaklanmış bir Tür­kiye’de. Düşünsenize... “En” sü­per yıldız diye saf alıcılar pa­zarına sürülmek uğruna, “en” mega bilmem ne diye gariban takımına kabul etti­rilmek uyanıklığı adına, “en” güzel kadın sanılsın varsayımı amacıyla ameliyat üstüne ameliyat ettirmekten yamalı bohçaya döndürdük­leri suratlarını her elimize aldığımız gazetede, her düğ­mesine bastığımız televiz­yon kanalında karşımıza çı­karmaktan çekinmeyen sa­natçılarımızdan da kurtul­muş olacağız öyle bir Türki­ye’de. Çünkü hiçbir süper, me­ga ve normal sanatçı, ya­saklanan “en” ve “daha” sözcüklerini kullanamayaca­ğını bildiği için, “en” süper, “en” mega, “en” güzel ol­mak yarışına girmeye gerek duymayacak, zamanı geldi­ğinde köşesine çekilip, ka­lan ömrünü kocasının ayağı­na elleriyle terlik giydirme­ye ve ona kremalı pudding yapmaya adayacaktır. Bu saydıklarımız, “en”siz ve “daha”sız bir Türki­ye’nin bize sunacağı mutlu­luk tablolarıdır. Böylesi mutluluklarla do­lu bir Türkiye istiyorsanız ve... Böylesi mutluluklarla dolu bir Türkiye’de yaşa­mak istiyorsanız… Lütfen, lütfen, lütfen aç­mayın gözlerinizi ve... Bir mutluluğa dönüştürün ya­saklarınızı... Gözlerinizi açarsanız eğer... Bizden söylemesi, çok zor gelecektir size yasağa dayanmak, gözleriniz açıl­mışken...

Etiketler:, , , , , , , , ,

YASAL UYARI: Bu sitede yer alan tüm içerik, METE AKYOL'a aittir. METE AKYOL'un yazılı izni olmadan, bu içeriğin kopyalanması, imzalı veya imzasız kullanılması, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

Menu Title