15 Aralık 1991
Pazar filesi nasıl mayo oldu?
Şimdi
"atlamak moda ama altmışlı yıllarda, iyi kötü
“yakalamak "la idare edilirdi.
Şimdilerde aklımızdan çıkarmadığımız, dilimizden düşürmediğimiz
“atlamak" yerine o yıllarda, gözümüzü, gönlümüzü
"yakalamak" doyurur, günlük ve gecelik gündemimizi
“yakalamak" doldururdu.
Seksenli yılların
“Çağ atlamak” deyimi yerine.
“Çağı yakalamak" deyimi kullanılırdı, o güzeller güzeli altmışlı yıllarda...
İşte çağı yakaladığımıza kendimizi inandırdığımız böylesi yıllardan birinde, plajlarımızdaki bikinili hatunlarımıza bakıp bakıp, çağı yakalamış olmakla kendi kendimize övünmeye başlarken… Birden, kendi kendimize dövünmeye başladık.
Yakaladığımızı sandığımız çağı, ıslak bir sabun örneği elimizden kaydırdık, kaçırdık.
Çünkü varlığıyla çağı yakalayabildiğimiz bikini mayoların modası geçmiş, çağımız çağdaşlığını, şimdi de bambaşka isimde ve bambaşka biçimde bir mayoda simgelemişti.
“Monokini" idi, çağın bu yeni mayosunun ismi.
Saç diplerinizi biraz kaşırsanız, monokininin biçimi birazdan gözlerinizin önüne gelir. Savaş yıllarında babasının eski pantolonundan kesilip, biçilerek yapılan kısa pantolon giymiş her çocuk, o pantolonun omuzlardan dolaşan iki askısını da unutmamıştır. Monokini de işte öyle birşey idi... Kısanın kısası bir altlık ve... Onu tutan iki askı.
Ankara'nın,
o yıllarda “
kral” terzisi,
"lüks” terzisi,
Nail Yurdakul'du.
Soyadım yazılmasa da olur ama adımın kullanıldığı her yerde sıfatımın da kesinlikle kullanılması gerekir" biçiminde bir savın sahibiydi.
Adından ayırmak istemediği sıfatı ise
“Kreatör" idi. Moda yaratıcısı olduğunun bir çeşit mazbatası niyetine kullanırdı bu sıfatını.
Gittim bir gün
Kreatör Nail’ e ve bile bile bamteline bastım:
"Hem kreatör sıfatından ayrılmazsın hem de bu memleketin sana en çok ihtiyaç duyduğu bir anda, bu moda yaratıcılığı görevini yerine getirmezsin” dedim.
Kreatör Nail, suçlandığını anladı ama niçin suçlandığını anlayamadı:
“Ne var, ne oldu?" dedi
“Ne yapmamışım ki?..." Beraberimde getirdiğim dergi ve gazetelerden kopartılmış parçaları gösterdim:
"Monokini giymiş bu hatunların fotoğraflarına bak, Cannes'da çekilmiş, Rimini'de çekilmiş, Nice'de çekilmiş" dedim
“Biz tam bikiniyi yakalamışken, Avrupa monokini diye yeni bir mayo çıkardı ve yine öne atladı."
Kreatör Nail, saf saf yüzüme baktı:
"Bana ne elalemin yeni buluşlarından?" dedi
"Ben mi verdim onlara bu fikri, sanki ben mi neden oldum onların bizim önümüze geçmesine?
Kreatör Nail’ i yaptığından değil, yapmadığından sorumlu tuttum:
Göster kreatörlüğünü, icat et bir mayo da çağı yakalat bize" dedim
"Monokiniden hem daha şık olsun, hem daha cüretkar, yani daha çağdaş olsun…" Biz
Nail’ le bunları konuşurken kapı açıldı, eşi
Melahat Yurdakul girdi içeri.
Alışverişten dönerken bir uğrayayım demiş. Elindeki filesini havaya kaldırarak hayat pahalılığından yakındı:
“İnanmazsınız, tam onbeş lira tuttu şu filenin içindekiler" dedi
“Hepsi de, bir kilo kıyma, iki kilo ıspanak, bir kilo pırasa ve biraz da elma ile portakal… Herşey ne kadar da pahalı böyle?.. Allah fakir fukaraya yardım etsin..."
Melahat Bacı orta şekerli bir kahve içtikten sonra eve gitmek üzere yanımızdan ayrıldı. O gider gitmez,
Nail'den bir istekte bulundum
"Şimdi eve bir çocuk gönder ve evden o fileyi getirt" dedim.
Nail yine şaşırdı:
"Yani boş fileyi mi getirteyim?” dedi
“Ne yapacaksın boş fileyi?"
Nail'in sekiz on adım ötedeki evinden boş pazar filesi geldi. Tarifime göre
Nail fileyi orta yerinden dikine kesti. Filenin belirli dilimlerini parça kumaşla kapattı ve…
“Adını da koyuyorum bu çağdaş mayonun' dedim
"Bunun adı, polikini..."
Latince derslerimin kulağımdaki tortularından
Nail’e
açıklayıcı bilgide verdim. “
Bikini kelimesindeki (bi) hecesi, iki demektir'" dedim
bikini mayonun, bir alt ve bir üst olmak üzere, iki parçadan oluştuğunu belirtir “
Ya monokini?
Mono ise (tek) demektir... Zaten monokini denilen mayo tek parçadan oluşmuyor mu?"
Kreatör Nail, polikini sözcüğünki (poli)nin anlamını da merak
etti.
"Poli yoksa file mi demek oluyor?” dedi
Poli "nin ise, (çok) anlamına geldiğini söyledim ve filenin üstündeki kimbilir kaç tane olan baklava dilimi biçimindeki boşlukları gösterdim:
"Bizim polikini adlı mayomuz ise, iki parçalı bikiniden ve tek parçalı monokiniden sonra, çok parçalı özelliğiyle moda dünyasında patlayacak" dedim.
Kreatör Nail, ortadan dikine kestiği pazar filesinin arka bölümüne bir fermuar oturttu. Filenin, göğüslerinin uç noktalarına gelen bölümlerini ise birer parça kumaşla, en alt bölümünü ise daha büyükçe parça bir kumaşla kapattı ve...
“"Bakalım bunu giyip, poz vermeye kimi ikna edebileceğiz?" diye düşünmeye başladı.
Böylesi durumlarda müşküllerimizin halli için başvuracağımız tek kişi, kuşkusuz
Gönül Yazar’ dı.
Nail’ de açtı telefonu
Gönül Yazar’ a:
"Monokininin pabucunu dama atacak bir mayo modeli yarattım" dedi
“Bu mayoyu senin tanıtmanı istiyorum... Adı polikini... Adı çok parçalı ama, monokiniden daha dekolte, daha çağdaş..."
Gönül Yazar mayoyu önce yakından görmek istediğini söyledi.
Geldi, yakından gördü, yakından inceledi ve hem beğendi, hem de giymek istemedi polikiniyi:
"Çok açık, çok iddialı" dedi...
Nail’ le birlikte ağzından girdik, burnundan çıktık
Gönül Yazar’ ın
“Burnu büyük Avrupa’ya çok güzel bir ders vermiş olacağız bu mayoyla" dedik
"Avrupa artık görecek ki. Bizde de moda yaratıcıları var ve onların çizdiği en çağdaş modelleri giyebilecek olgunlukta hanımlarımız var... Tüm Avrupa'ya, (Bu Türkiye’ye helal olsun... Vallahi adamlar çağı yakalamışlar) dedirteceğiz bu mayoyla…
Röportajını nerede yapmayı düşünüyorsun?" diye sordu bana. Ne demek istediğini anlayamadım:
"Canım bunda anlamayacak ne var?" dedi
Gönül Yazar "Ben bu mayoyu giyeceğim, sen de resmimi çekecek değil misin?”
Evet... Öyle...
“İşte diyorum ki, o resmi nerede çekmek istersin diyorum..." diye sürdürdü sorusunu
Gönül Yazar “Ben Ankara Palas’ta kalıyorum. Oteldeki odamda mı yoksa senin özel bir yerin var da orada mı? Onu merak ettim..." Gönül Yazar’ ı pek çok şaşırtan bir öneride bulundum:
"Açık havada istiyorum" dedim.
Gönül Yazar daha da çok şaşırdı:
"Milletin gözü önünde mi demek istiyorsun, yani?"
Yapmak istediğimiz birşeyi milletin gözü önünde yapıp da
"Bakın bakın... Ben ne cici şeyler yapıyorum" diyecek halim yok ya…
Aman Gönül Hanım, milletin gözü önünde olur mu hiç’’" dedim
“Açık havada deyince, Dikmen'in sırtlarında, kimsenin gelip geçmediği bir yerde yaparız demek istemiştim..."
Gönül Yazar’ ın aklı bu kez başka bir noktaya takıldı:
"Mevsimlerden kış, aylardan şubat olduğunun da farkındasındır herhalde" dedi
"Baksana, yer gök bütün Ankara karlarla kaplı?"
Sakın sakin konuşursanız,
Gönül Yazar’ a kabul ettiremeyeceğiniz şey yoktur. Ben de sakin sakin konuşarak mayoyu otelindeki odasında giyebileceğini, üstüne kürkünü geçirip, önünü sıkı sıkı kapatabileceğini ve bir otomobille
Dikmen sırtlarına kadar gidip, iki dakika için kürkünü çıkarıp, polikini ile karlar üstünde poz verdikten sonra yeniden kürküne sarınabileceğini kabul ettirebildim.
Gönül Yazar, 1965 kışının hem de şubat ayında,
Ankara’nın hem de
Dikmen’inin
sırtlarında, üstündeki kürkünü çıkarıp, içindeki file mayoyla çıplak kalınca, yerden karlar avuçladı, kartopları yaptı, hopladı, zıpladı ve biz de bu iki üç dakikalık sürede, poz poz resmini çektik. Adı polikini, kendi çarşı filesi mayoyla
Gönül Yazar’ ın
Dikmen sırtlarında, karlar üstünde çekilen fotoğrafları geniş bir biçimde gazetede yayınlandıktan sonra bir de baktık, yabancı ajans temsilcisi arkadaşlar, bizden bu fotoğrafların kopyalarını istiyorlar.
Kreatör Nail Yurdakul ’un eşi
Melahat Hanım’ ın çarşı filesi, bir hafta kadar sonra
Avrupa’nın
çeşitli gazete ve dergilerinde
"Türkiye’nin moda dünyasına hediyesi" başlığı altında, son model mayo olarak tanıtılıyor.
Kreatör Nail’e telefon ettim:
“Gazeteye kadar geliver de, Avrupa dergilerindeki fotoğrafları vereyim sana” dedim.
Nail hiç vakti olmadığını söyledi:
"Ankara Palas’a gidiyorum şimdi.. Gönül Yazar bir türlü atlatamadı gribi... Ateşi de kaç gündür düşmüyormuş. İstanbul’dan kardeşini çağırmış. O bekliyormuş başında... Ben de şimdi yine doktoru alıp, oteline götüreceğim..." Etiketler:açık havada mayo, alışveriş filesinden mayo, çağ atlamak, çağ yakalamak, Dikmen sırtları, file, Gönül Yazar, hatır gönül, Kreatör Nail, mayo, mete akyol, moda uğruna, monokini, polikini, soğuk, tanıtım