01 Kasım 2010

Atatürk’e Mektup

  Aziz Atatürk, Sevgili Atatürk, Velinimetim Atatürk; Yakın arkadaşınız İsmet İnönü’de görüp, size, ondan öğrendiğim bu sıfatlarınızla hitap edebilme cesaretimin nedeni ve kaynağı, engin hoşgörünüze olan güvenimdir. Biraz da, asla şımarıklık değil, fakat size şimdi vereceğim güzel bir haberin kanımı kaynatan coşkusudur. Kara Kasım’da olmamıza karşın, pırıl pırıl Ekim’den güzel bir haberim var size. Hani, Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyeti’ni sonsuza dek korumalarını ve savunmalarını kendilerine birinci görev olarak verdiğiniz Türk gençleri var ya… İşte, verdiğiniz bu görevi bir buyruğunuz olarak “başım, gözüm üstünde” düzeyinde bir saygıyla özümseyip, yaşam felsefelerinin ve insanlığa hizmet aracı mesleklerinin de önünde “birinci” sırada tutan bu Türk gençlerinden biri, bu buyruğunuzu yerine getirebilmek için yaptığı çalışmalarla geçen ay Türkiyemize, dünya ölçüsünde üst düzey bir bilimsel ödül kazandırdı. O, bu ödülü, size layık bir Türk genci kimliğiyle, yaşam boyu hedefi olarak bellediği “Çağdaş uygarlık düzeyinin de üstüne çıkacaksınız” buyruğunuzu yerine getirdiği için kazandı. O Türk genci, buyruğunuzda hedef olarak gösterdiğiniz “çağdaş uygarlık düzeyi”ni ulaşacağı sabit bir düzey olarak algılamakla yetinmedi. Her yıl ulaştığı yeni düzeylerin üstünde, daha da yükseklerde yeni düzeyler aradı ve bu yıl da bu düzeyin üzerine çıktı. Dünyanın en köklü ve en etkin cerrahlar topluluğu olan “Amerikan Cerrahlar Birliği”, bilgi, buluş ve deneyimlerinden yararlanmak için onu bu yıl, dünyanın en seçkin altı cerrahından biri olarak, 97 yıllık bu kuruluşa “Onursal Üye” seçti. Önceki yıllarda, Türkiye’de ilk böbrek naklini gerçekleştiren, geliştirdiği yeni bilimsel yöntemlerle bu alanda dünyadaki tüm meslektaşlarına yeni olanaklar ve kolaylıklar sağlayan; daha sonra Türkiye’de ilk karaciğer naklini gerçekleştirip, ardından bu alanda da dünya tıp tarihine kendi buluşlarıyla katkılar sağlayan “sizin neferiniz” o Türk gencinden bir haber daha vereyim size. O, 66 yıllık yaşamının ilkokul öğrenciliği döneminde, Cumhuriyet ve Atatürk şiirleri okuyarak; ortaokul ve lise öğrenciliği döneminde, Atatürk ve Cumhuriyet konularında araştırmalar yapıp, yeni bilgiler öğrenerek çalıştı. Üniversite öğrenciliğini ise yürekten benimsediği Atatürk ilkelerine toz kondurmadan sürdürdü. Bu yolda kimi arkadaşlarıyla çatıştı, kimi hocalarıyla tartıştı… Doktor olduktan sonra da, buyruklarınızı yerine getirebilmek için mesleğinde her geçen gün insanüstü bir uğraş verdi… “Çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmak” hedefine nişan alan bu çocuğunuz şimdi, bir buyruğunuzu daha yine eksiksiz yerine getirebilmek için çalışırken, uğraşına bir süre ara vermek zorunda bıraktırıldı. O; sizin, “Ey Türk Gençliği, birinci vazifen” diye başlayıp, “görevin Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyeti’ni sonsuza dek korumak ve savunmaktır” diye devam eden buyruğunuzu yerine getirirken, kimsenin ve hatta yargının dahi ne olduğunu bilmediği bir “eylemi” nedeniyle, uğraş alanı dışına alındı… “Size ölmenizi emrediyorum” diyen bir komutana, onun benliğindeki onur ve gururunun yanında, çok ufak kalan böylesi bir “hasardan” sözetmek elbette bize yakışmaz. İçinde bulunduğumuz “ahval ve şerait”i anlatmak için yazdım bunları, yalnızca… Mektubuma, arkadaşınız İsmet İnönü’nün size yazdığı bir mektubundaki sözüyle başlamıştım, yine aynı sözleriyle bitiriyorum: “…Sizi, kudret ve şan, şerefle aramızda ve başımızda görmek ümidim, her zamandan ziyade sağlamdır. Ve can verici yüzünüzden, doyamadan binlerce öperim, Sevgili Atatürk, Aziz Atatürk, Velinimetim Atatürk. Tazim ile…”

Etiketler:, , , , ,

YASAL UYARI: Bu sitede yer alan tüm içerik, METE AKYOL'a aittir. METE AKYOL'un yazılı izni olmadan, bu içeriğin kopyalanması, imzalı veya imzasız kullanılması, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

Menu Title