Türk ulusu, günü gününe bir ay önce, hiç de beklemediği bir yönden gelen, hiç de hak etmediği bir yumruk aldı çenesine. Sokaktaki vatandaşımızın belleğinde yer edinen tanımıyla “dost” olarak bilinen Almanya, ortada fol yok, yumurta yokken kalktı, Türk ulusunu Ermenilere soykırım yapmakla suçladı. Bu savla da yetinmedi, Suryani’lere de soykırım yaptığımızı ileri sürdü. İki […]
Bir yanda ulusumuzu, “kasabının bıçağını yalayan dana” konumuna düşürücü düşman ayinleri, törenleri, ziyaretleri… Bir yanda Papa’nın, Allah’ın yeryüzündeki temsilcisi olduğuna kendini bile inandırdığının kanıtı olan ve bu nedenle “Allah kelamı” kesinliğiyle açıkladığı, kendi el yapısı hükmü… Bir yanda, Rönesans’ın ilk ışıklarının doğduğu Avrupa’nın, şimdi dedeleri Galile’leri, Voltaire’leri, Bruno’ları yoksayan torunlarının Orta Çağ özlemi kokulu […]
Bir hukuksal kararın kesin noktasını koymak üzere adalet kürsüsüne inan kapağımızdaki yargıç çekici aslında, yüzyıllardır birlikte, iç içe yaşamış iki milletin arasına kendi çıkarlarını sokuşturmak isteyen ülkelerin kafalarına inen bir hukuk tokmağıdır. Anlamının özü, Türkiye’nin yıllardır dünyaya duyurmaya çalıştığı sözüdür: “Varsa belgeniz, gösteriniz. Yoksa kanıtınız, lütfen konuyu kapatınız.” Asla Ermeniler’e dostluk yapmak için değil, […]