Demokrasi sözcüğünü ilk kez, 1946 yılında duyduk. Yalnızca kulaklarımıza değil, dilimize de çok yabancı geldi bu sözcük. Dilimizi kolay döndüremediğimiz için ısırdık, çiğnedik, “dimokraasi” dedik; evirdik çevirdik, “timukraasi” dedik, yine de uyduramadık ağzımıza. Sonunda çareyi, beş bin yıl öncesinin Mısır’ında bulduk. Bir beyaz at resmi çizdik, adını “demirkırat” koyduk ve halkımıza demokrasiyi ancak böyle tanıtabildik. […]