01 Nisan 2014

Demokrasi Diye Diye…

Demokrasi sözcüğünü ilk kez, 1946 yılında duyduk.

Yalnızca kulaklarımıza değil, dilimize de çok yabancı geldi bu sözcük.

Dilimizi kolay döndüremediğimiz için ısırdık, çiğnedik, “dimokraasi” dedik; evirdik çevirdik, “timukraasi” dedik, yine de uyduramadık ağzımıza.

Sonunda çareyi, beş bin yıl öncesinin Mısır’ında bulduk.

Bir beyaz at resmi çizdik, adını “demirkırat” koyduk ve halkımıza demokrasiyi ancak böyle tanıtabildik.

1950’lerin “Demokrat Parti”sinden sonra kurulan önce Adalet Partisi’nin, sonra Doğru Yol Partisi’nin bayraklarında dalgalandırdıkları “beyaz at” hiyeroglifinin Türkçesi “demirkırat”, Amerikancası “demokrasi”dir.

* * *

“Demirkırat Parti” 1950 yılında iktidara gelince, “Türkiye’ye demokrasi geldi” diye sevinen herkes, “her istediğini yapabileceğini” sandı.

Sokakta çevresini rahatsız eden bir sarhoş, kendisini uyaran polise “Memlekette artık demokrasi var; istediğim her yerde, istediğim herşeyi yapabilirim” diyerek karşı çıktı, evine geç saatte dönen genç kız, bu saate kadar nerede kaldığını soran annesine, karikatürde de olsa, “Memlekette demokrasi var; istediğim saatte gelebilirim eve” diyerek kafa tutabildi.

Adını bile doğru dürüst söylemekte zorlandığımız demokrasinin, anlamını kavramakta da zorlanmaya başladık. Sonunda çareyi kendi demokrasimizi kendimizin yapması kolaylığında bulduk.

“Herkesin her istediğini yapamayacağı” bu yönetim biçimini, “herkesin her istediğini yapabileceği” bir yönetim biçimine dönüştürdük, “Ben yaptım, oldu” türü kendimize özgü bu yeni yönetim biçimini işimize geldiği gibi uyguladık, verdiğimiz nefesi, aldığımız havayı demokrasi sandık.

Geride bıraktığımız yarım yüzyılı aşkın bir umursamazlık sürecinden sonra yerli yapım demokrasimizin şimdi, “kendim ettim, kendim buldum” dönemini yaşıyoruz.

Tek tesellimiz, “Demokrasinin yanlış anlaşılmasından ve yanlış kullanılmasından doğan sakıncaları ortadan kaldırmanın tek yolunun, demokrasiyi doğru dürüst anlamak ve uygulamak” olduğuna inancımızın sağlamlığıdır.

Dileğimiz ve tutunacak tek umudumuz ise, demokrasinin “Herkesin her istediğini yapamayacağı” bir yönetim biçimi olduğunu anlayabileceğimiz günlerin belki yarın, galiba yarından da yakınımızda olmasıdır.

Etiketler:, , , , , , , ,

YASAL UYARI: Bu sitede yer alan tüm içerik, METE AKYOL'a aittir. METE AKYOL'un yazılı izni olmadan, bu içeriğin kopyalanması, imzalı veya imzasız kullanılması, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

Menu Title