Demokrasi sözcüğünü ilk kez, 1946 yılında duyduk. Yalnızca kulaklarımıza değil, dilimize de çok yabancı geldi bu sözcük. Dilimizi kolay döndüremediğimiz için ısırdık, çiğnedik, “dimokraasi” dedik; evirdik çevirdik, “timukraasi” dedik, yine de uyduramadık ağzımıza. Sonunda çareyi, beş bin yıl öncesinin Mısır’ında bulduk. Bir beyaz at resmi çizdik, adını “demirkırat” koyduk ve halkımıza demokrasiyi ancak böyle tanıtabildik. […]
Atatürk’ün en yakın silah ve çalışma arkadaşı İsmet İnönü, askerlikten diplomatlığa, devlet adamlığından muhalefet liderliğine, hatta aile reisliğine değin yaşamı boyunca üstlendiği sorumluluklarını taşırken uyguladığı tutum ve davranışlarıyla toplumumuzun tüm bireyleri için bir öğretmen de olmuştur. Düşman karşısında yalnızca savaş alanında değil, diplomasi masasında da ulusal zafer kazanılacağını ondan öğrendik, bir ulusal devrimin harfi harfine […]
Zonguldak’ta maden işçisinin yaşam dengesi, yerin altından çıkardığı kömür parçalarıyla, yerin altına gömdüğü alın terinin damlalarından oluşur. Onun yukarı gönderdiği her kömür parçasında ve yerin altına gömdüğü her ter damlasında, evinin sofrasında bir ay sonraki ekmeğinin lokması, çorbasının buharı saklıdır. Hakedilmiş ekmeğine ve çorbasına ancak böylesi özverili çalışmasıyla sahip olan maden işçisi, toplum içindeki hakedilmiş […]
Sizi önce, 32 sayfa ileriye götüreceğim; sonra da oradan, birlikte 24 yıl geriye gideceğiz. Götüreceğim yeri de söyleyeyim mi? Önce hazırlıklı olun: Diyarbakır Kapalı Cezaevi’ne gideceğiz. Sonra sakin olun: Fazla değil, ya beş, bilemediniz 6 dakika tutacağım sizi orada. Şimdi de sevinin: Birlikte kalkıp, yine buraya, bugünümüze döneceğiz. Diyarbakır Kapalı Cezaevi’ne gitmemizin ilginç bir […]
Yaşamımızda önce, annelerimizin isteklerini yerine getirdik. “Şunu sakın yeme” dedikleri yiyecekleri yemedik, “Bunu kesinlikle yemelisin” dediklerini yedik. “Sakın yeme” dediklerini yemediğimizde de, “Kesinlikle yemelisin” dediklerini yediğimizde de, annelerimizin gözünde ve gönlünde hep, “Söz dinleyen çocuk” olduk, “iyi çocuk” olduk, “İlerde büyük adam olacağı umudu veren çocuk” olduk. Annelerimizin isteklerinden sonra sırayı, ilkokul öğretmenlerimizin istekleri aldı. […]