Silivri’de 5 Ağustos 2013 tarihinde Prof. Dr. Mehmet Haberal’la birlikte, onu yakından tanıyabilen tümümüzün neşesi de, sevinci de, tebessümü de özgürlüklerine kavuştular. Onların özgürlüklerine kavuştuğunu gören derin üzüntüler ve kara kara düşünceler, kendilerini benim kovmamı beklemediler, yıllardır işgal altında tuttukları yüreğimdeki ve beynimdeki cephelerinden bir anda çıktılar, geldikleri gibi gittiler. Onlar gittikten sonra yaptığım […]
Protokol kurallarına harfi harfine saygı gösterilerek kendilerine takdim edilmemden sonra İngiltere Kraliçesi Elizabeth’e, protokol dışından, fakat yüreğimin içinden gelen bir duyguyla ne dedim, biliyor musunuz? “Gözlerinizin rengi meğer ne kadar da güzelmiş, Majesteleri” dedim “En gelişmiş teknolojiyle basılan renkli dergilerdeki fotoğraflarınızda bile, gözlerinizin bu olağanüstü rengini görememiştim… Gözlerinizin rengi gerçekten harika, gerçekten olağanüstü güzel…” […]
Amerika’nın, dünyayı demokratikleştirme hayallerini gerçekleştirmeye henüz kalkışmadığı yıllardı, o yıllar. Krallıkla ya da diktatörlükle yönetilen ülkelerden yükselen seslerin Amerikan kulaklarınca henüz duyulamadığı, aynı ülkelerdeki kimi insan manzaralarının Amerikan gözleri tarafından henüz bugünkü netlikle seçilemediği o yıllarda… Amerika, president’iyle, bakanlarıyla ve hatta halkıyla, demokratik bir ülke ile bir krallık ve bir diktatörlük ülkesi üçlüsünün dostça geçinmelerine […]
Hürriyet Gazetesi Kabuğundan çıkan kestane, beğense de, beğenmese de, kabuğunu değiştiremez. Kabuğu ne denli çirkin olursa olsun kestane her yıl, yine o çirkin kabuğunun içine girer ve yine yetişip gün ışığına çıktıktan sonra, kabuğunu yine beğenmez. Kestanelerin, beğenmedikleri kabuklarını değiştirebilecek ne güçleri vardır, ne de seçenekleri vardır. Beğenmedikleri kabukları, kaderidir kestanelerin. Mevlüt Polat, bir kestane […]